28 Haziran 2014 Cumartesi

Film Yorumu: Aynı Yıldızın Altında (John Green'in aynı isimli kitabından)


Film yorumu doğal olarak kitaptan çok can alıcı spoilerlar içerecektir. Kitabı okumadıysanız, uzaklara gidin.

Aynı Yıldızın Altında 2012'nin en çok satan kitaplarından biri ve kitap bu kadar başarılı olunca film uyarlaması da arkasından hemen geldi. Bence John'un en iyi kitabı Kağıttan Kentler ve kesinlikle hak ettiği ilgiyi görmüyor. Kitabı geçen sene okuduğum için ayrıntılar biraz bulanıktı zihnimde ama yine de filmin kitaba oldukça bağlı kaldığını söyleyebilirim.

Aynı Yıldızın Altında -eğer hâlâ bilmiyorsanız- iki kanserli gencin aşkını konu alıyor. Hazel oldukça hasta, deneysel bir ilaç sayesinde hayatta; Gus ise ona kıyasla sağlıklı. Bir bacağını kaybetmiş ancak. Hazel destek grubuna gittiğinde Gus'la tanışıyor ve kitap ilerliyor.

Film çok güzeldi. Kitap çok güzel biçimde yansıtılmıştı ekrana. Shai, Ansel ve Nat'in üçünün de oyunculuklarına hayran kaldım. Isaac sarışın olmasına rağmen Nat'i Isaac olarak görmekte hiç zorlanmadım. Favori sahnem yumurta atma sahnesi oldu diyebilirim. Tek sevmediğim şey filmin I do Augustus, I do kısmıyla bitmemesiydi.

Ayrıca müziklerin kullanıldığı yerlere bayıldım! Soundtrack harika.



Çeviriye sinir oldum. O havalı Gus gitmiş yerine kıro gelmiş. Bazı örneklerle başbaşa bırakıyorum sizi.

***

Hazel: Neden bana bakıyorsun?
Gus: Çünkü güzelsin.
Ben: Güzele bakmak sevaptır hasjhds
Gus: Güzele bakmak sevaptır.

:|

***

Gus: Perilere sordum onlar da eyvallah dedi.

***

Gus (Isaac'e): Aferin koçum.


(Kesilen sahnelerden dolayı ve sonundan dolayı bir puanı kırıyorum. 9/10)

23 Haziran 2014 Pazartesi

Kitap Yorumu: Zehir Ustası - Maria V. Snyder (Usta #1)


Ölümcül bir zehir kurtarıcın olsaydı...

Orjinal adı: Poison Study (Study #1)
Türü: Fantastik, büyü, yetişkin

Katie McGrath'i Yelena olarak kullandım :3
Bu kitabı çok sevdim. Öyle böyle değil. Zehir Ustası, başka bir dünyada geçiyor. (High-fantasy) Burada kuzeyde Ixia, güneyde Sitia, iki komşu ülke var. Ixia krallıkken Komutan Ambrose askeri bir darbe yapıyor ve kontrolü devralıyor. Herkesin bir işi oluyor. Üniforma zorunluluğu getiriliyor. Cinsiyet ve soy yerine beceriyle geliyor insanlar bir yerlere. Ancak aynı zamanda büyü yasak. Büyü gücü olanlar öldürülüyor. Ülke 8 askeri bölgeye ayrılmış ve hepsini birer Yüzbaşı yönetiyor. Komutan da bunların başında.

Sitia ise daha serbest bir ülke. İklim daha sıcak. Bir sürü klan var. Ve de bir sürü büyücü. Dağınık halde yaşasalar da bir Konsey'leri var.

MD = Askeri Bölge
Yelena askeri bölgelerden birinin başındaki Yüzbaşı Brazell'ın oğlunu öldürdüğü için idama mahkum edilmiş. Yaklaşık bir yıldır hücresinde. Sonunda idam günü geliyor. Ancak Komutan'ın suikastçısı ve askerlerin başı Valek ona bir teklifte bulunuyor: Ya şimdi ölecek ya da komutanın yeni çeşnicisi olacak. 

Sadece bir aptal işi reddeder.
Ben bir aptal değilim.
Böylece hikaye başlıyor. Yelena, Valek'le birlikte zehirleri öğrenmeye başlıyor. Eğitimin ilk günü Valek ona Kelebek Tozu yediriyor. Eğer Yelena günde bir kez panzehir almazsa onu acılı ve yavaş bir ölüm bekliyor olacak. Bu da çeşnicilerin kaçmamasını sağlama alma yöntemleri. Tabi tek derdi bu değil. Brazell'ın adamları da onu öldürmek istiyor ve kitapta durmayan bir aksiyon var.

Yelena'ya bayıldım. Pısırık, kararsız karakterleri hiç sevmiyorum. Yelena bunların tam zıttıydı ve karakterin 20 yaşında olmasından dolayı ergen davranışları yoktu. Buna çok sevindim.

Valek... Valek'i de gayet sevdim. Çok gizemli biri kendileri. Ancak Yelena'yı korumak için yaptıkları inanılmaz. Zaten Yelena ve Valek'in yakınlaşacağını tahmin edersiniz. İlişkileri de tam kıvamındaydı. Ne çok yoğun, ne çok az.

Ayrıca Ari ve Janco en sevdiğim yan karakterlerden oldular. Bu iki asker Yelena'yı kendini koruması için eğitiyor ve onların bölümlerini okurken çok eğleniyorsunuz. 

Kapağa değinmek istiyorum. Bizim kapak yurtdışındaki ilk orijinal kapağa benzetilmeye çalışılmış sanırım. Bence fena değil. Kızın yüzü gözükmese daha hoş durabilirdi.

Orjinal kapak
Birden fazla orijinal kapak var. Benim en sevdiğim bunlar oldu. Kitap da mükemmel.




18 Haziran 2014 Çarşamba

Kitap Yorumu: Lanetli Kızın Hayaleti - Kendare Blake (Anna #2)


Onu ya karanlığa gömecek ya da ışığa gönderecekti.

Orjinal adı: Girl of Nightmares (Anna #2)
Türü: Genç-yetişkin, paranormal, korku, hayaletler

Yorum serinin ilk kitabı olan Anna Kan Giyinmiş Kız'dan önemli spoilerlar içerecektir.
Anna Kan Giyinmiş Kız yorumunu okumak tıkla.

Ben yaptım :3
Anna Kan Giyinmiş Kız'ın devamı ve aynı zamanda Anna ikilemesinin ikinci ve son kitabı olan Lanetli Kızın Hayaleti kısa zaman önce çıktı. İlk kitabı çoook sevdiğim için hemen bunu da okudum. Hem mutlu hem de üzgünüm. Mutluyum, kitap yine mükemmeldi. Üzgünüm, kitabın sonu çok koydu. Ayrıca daha fazla Cas ve Anna okumak isterdim. Yoruma geçelim.

Lanetli Kızın Hayaleti, ilk kitabın bittiği yerden yaklaşık 6 ay sonra başlıyor. Okul bitmek üzere. Cas, Anna'yı unutmaya çalışıyor. Onu bir daha göremeyeceğine emin. Thomas ve Carmel'le beraber hayalet avı işine geri dönüyorlar. Ancak Cas hayaletlerde Anna'nın kahkahasını duyuyor; qlevlerin arasına daldığını, kemiklerinin kırıldığını, işkenceye mağruz kaldığını görüyor. Biraz araştırıyor ve Anna'yı gittiği 'Cehennem'den geri getirebileceğine inanmaya başlıyor.

Thomas, Carmeli, Thomas'ın büyükbabası Morfran, annesi, babasının arkadaşı Gideon; kısacası herkes bu fikre karşı. Ancak Cas bu fikri saplantı haline getiriyor çünkü yakında aklını kaçıracak gibi hissediyor. 



Kitap ilki kadar güzeldi. Aksiyon yine hiç eksilmiyordu. Ayrıca, Cas Anna'yı acaba geri getirebilecek mi diye merak unsuru da söz konusuydu.

Anna yorumumda Thomas'ın ikinci kitapta daha çok rolü olur demiştim. Ve haklı çıktım. Thomas bu kitapta çok daha büyük bir rol oynuyor. Bir cadı olarak onun da gelişmesine tanık oluyoruz. Carmel'le olan ilişkisini de tabi. Çok tatlı bir çift bu ikisi :3 Ancak Carmel'e bazı yerlerde Thomas'a davranışından dolayı sinir oldum. Kitabı okuyunca anlarsınız zaten.

Bu kitapta daha az Anna görüyoruz. (Üzdü.) Ancak yeni bir karakter var: Jestine. Jestine kendi ayakları üstünde duran, savaşçı bir kız. Onu da çok sevdim - Anna kadar olmasa da.

Kitabın bitişi normal. Mutlu veya üzgün değil. Ancak bitmesine 10-20 sayfa kala olan olaylar çok üzücü. Ağzım açık kaldı. Kendare Blake, bunu nasıl yaparsın?

Bence yazarın elinde devam kitabı yazabilecek kadar malzeme var. Bu muhteşem serinin bir kitap daha devam etmesini çok isterim. Bu kitapla birlikte Anna okuğum en iyi paranormal kitap oldu diyebilirim.

Son lafım çeviri ve kapağa. Kitabın çevirisinde bir sorun yoktu. Ancak Girl of Nightmares'i -Kabusların Kızı- Lanetli Kızın Hayaleti olarak çeviren zihniyeti kınıyorum. Ayrıca o kapak? İlk kitabın kapağı gene fena değildi ama bu arkaplan haricinde berbat olmuş. Oysa ki orjinal kapak mükemmel. (Üzdü x2)



15 Haziran 2014 Pazar

Kitap Kurtları Blog Tur #7: İlk Aşk [19 Başarısız Denemeden Sonra] - John Green (Playlist)


1. Gün: Kitabı Okumanız İçin 5 Neden - Haylazın Kitaplığı
2. Gün: Kitap Yorumu - Kitap Karnavalı
3. Gün: Playlist - Okumak İçin Doğdum
4. Gün: 
5. Gün:
6. Gün:

İlk Aşk turunun 3. günündeyiz. Bu tur için çok heyecanlıyım. Malum yazarımız John Green. Kısa bir yorum ve ardından kitaba uygun müziklerin olduğu playlist'le sizinle olacağım. Ayrıca yazının sonunda iki kitap hediye ettiğimiz çekilişe katılabilirsiniz, ayrıca Facebook sayfamızda bir tane daha hediye ediyoruz. İyi eğlenceler.

İlk Aşk'la beraber John'un kendi başına yazdığı tüm kitapları ülkemizde çıkmış oldu. İlk Aşk, John'un aynı zamanda en az tanınan / beğenilen kitabı denilebilir. Bana kalırsa kitap gayet güzeldi. Kağıttan Kentler'den sonraki favori John kitabım oldu. Gelelim konusuna...

Colin üstünzekalı bir çocuktur. Okumayı, dilleri, anagram yapmayı çok sever. Anagram nedir derseniz (ben demiştim), kelimelerin harflerini yeniden düzenleyip başka kelimeler oluşturmaktır. (Çevirmeni bu konuda tebrik ediyorum. O kadar anagramı Türkçeye uyarlamış.) En yakın -ve tek- arkadaşı Hasan isimli Müslüman bir çocuktur. Zaten Hasan kitabın ana komedi unsuru diyebilirim. Colin 'Katherine' isimli kızlardan hoşlanıyor. Takıntı gibi biraz. Şu ana kadar 19 tane Katherine'le çıkmış. 19'u da onu terk etmiş. (Acaba?) Colin 19. Katherine ondan ayrılınca çok üzülüyor ve Hasan'la birlikte bir araba yolcuğuna çıkıyorlar. Burada Arşidük Franz Ferdinand'ın mezarının olduğu Gutshot isimli küçük bir kasabaya geliyorlar. Gutshot'ra Lindsey'le tanışıp arkadaş oluyorlar. Bir de Colin ilişkileri öngörebileceğini düşündüğü bir teorem bulmanın peşinde.

Bunlar John Green yazım stiliyle birleşince çok güzel bir kitap çıkmış ortaya. Colin'e kendimi çok yakın hissettim ve de onunla bağdaşabildim. Bunun yanında şuna değineceğim, Lindsey bana Margo Roth Spiegelman'i hatırlattı azıcık. (Kağıttan Kentler)

Kitap diğer John kitaplarının aksine 3. kişi ile yazılmış. 1. kişi ile yazılsa daha güzel olacağını düşünüyorum ama bu kötüleştirmiş mi? Hayır. Ortaya yine eğlenceli ve düşündüren bir kitap çıkmış.

Playlist ve çekiliş aşağıda. Daha sonra görüşmek üzere!




a Rafflecopter giveaway

14 Haziran 2014 Cumartesi

Kitap Yorumu: Dünyanın Gölgesi - Beth Revis (Evrenin Ötesi #3)


Neredeyse eve vardılar.

Orjinal adı: Shades of Earth (Across the Universe #3)
Türü: Genç-yetişkin, bilim-kurgu, distopya, space opera

Yorum ilk iki kitaptan spoiler içerecektir.
1. kitap Evrenin Ötesi yorumum için tıkla
2. kitap Bir Milyon Güneş yorumum için tıkla

Bu tarz çalışmalar yapmayı çok seviyorum
Dünyanın Gölgesi, Evrenin Ötesi üçlemesinin son kitabı. Hak ettiği ilgiyi kesinlikle görmeyen bir seri ancak az sayıdaki sadık hayranına kalması da iyi bir his aslında. Neyse, uzatmadan yoruma geçeyim.

Dünyanın Gölgesi, Bir Milyon Güneş'in bitiminden hemen sonra başlıyor. Çırak düğmeye basıyor ve gezegene doğru inişe geçiyorlar. Ancak inişleri biraz sorunlu. Bir nevi yere çarpıyorlar. Ölümler daha burada başlıyor zaten. Amy de inişten sonra annesi, babası ve diğer Donmuşları uyandırıyor. (Muradına erdi sonunda kız.) Kargaşa baş gösteriyor. Gemililer, Donmuşları; Donmuşlar da Gemilileri garipsiyor çünkü. Ancak gezegen tehlikeli. Pterodaktil benzeri yaratıklar (görselde 1. resim) var, bunlar insan yiyorlar. İnsanları bayıltan mor çiçekler var. Bu nedenle insanlar zorunlu olarak bir araya geliyor. 

Üçlemenin en sevdiğim kitabı bu oldu. Yeni gezegeni Amy ve Çırak'la birlikte keşfediyoruz. Aynı zamanda ilişkilerine de tanık oluyoruz. Bir aralar aşk üçgeni olacak gibiydi, sinir oldum ama sonra işler açıklığa kavuştu. Beth Revis romantizm ve aksiyonu doğru şekilde harmanlayarak mükemmel bir kitap çıkarmış ortaya. 

Son elli sayfada falan ağzını açık kalarak okuyorsunuz kitabı. Sürprizler hiç bitmiyor. Serinin öteki kitapları gibi aynı, sonlarda sizi çok şaşırtıyor. Yalnız bir şikayetim var: Bundan sonra bir kitap daha yazılabilecek malzeme var hala kadının elinde. Belki bir spin-off seri? Lütfen Beth :(


Kitabı okuyanların anlayacağı, sonlara yakın olan malum sahne
Kitap çok yoğun, bu nedenle söyleyeceğim çoğu şey spoiler olur. Siz iyisi mi bu seriyi hemen okuyun.










7 Haziran 2014 Cumartesi

Etkinlik: Mimlendim!

Bloggerlar arasında süregelen 'mimleme' olayı var. Fanboyun Günlüğü de beni mimlemiş. İşte sorular ve cevaplarım. Arada kozmetikle ilgili olan sorular vardı. Onları cevaplamadım :P

Blog açma hikayeniz nedir?

Okuduğum kitap hakkında düşüncelerimi paylaşmak istiyordum. İlk önce Alican'la ortak açtık. Sonra ayrıldım. Böylesinin daha rahat olduğunu itiraf etmeliyim.

Blog isminiz nereden geliyor? Neden bu isim?

Lana Del Rey'in büyük bir hayranıyım. Kendilerinin Born to Die şarkısı var. Bunu kendime uyarladım ve ortaya Born to Read çıktı: Okumak İçin Doğdum

Hangi mevsimi seversiniz?

Yaz. Çünkü diğer mevsimlerde okul kitap okumayu falan kısıtlıyor.

Bu mevsim size neyi çağrıştırıyor?

Kitap - dizi - bilgisayar üçgenini

Blog yazmak size ne kazandırdı?

Yeni arkadaşlar kazandırdı ve daha çok kitap okumamı sağladı.

Kitap okumak mı yoksa bir şeyler yazmak mı?

İkisini de seviyorum. Biri olmadan öbüründen istediğim tadı alamam büyük ihtimalle.

Şiir mi, roman mı, hikaye mi?

Pek şiir okuyan biri değilim. Hikayelerde de çok kısa olduğu için tadı damağımda kalıyor. Bu kitap olmalıymış diyebiliyorum. Bu yüzden roman.

En çok etkilendiğin film?

Film izleyen biri değilim.

Hangi tür kitap / film?

Fantastik sevsem de favorim distopya.

Öğrenci olmak mı iş hayatı mı?

İş hayatını bilmediğim için bunu es geçiyorum.

Kitap okumak mı, film izlemek mi?

Kitap okumak.

Klasik giyinmek mi, spor giyinmek mi?

Spor. Daha rahat çünkü.

Almaktan asla vazgeçmeyeceğiniz şey ne?

Kitaplar.















En sevdiğin yemek nedir?

Makarna herhalde.

En sevdiğin dizi?

Being Human ve 2 Broke Girls

Özel bir yeteneğin olsa bunun ne olmasını isterdin?

Telekinezi. Yani nesneleri zihin gücüyle hareket ettirme.




Hell yeah B)

Hasta olmanın en kötü yanı nedir?

Yediğin hiçbir şeyden tat alamamak.

Alınacak listen var mı? İlk 5'i nedir?

Kitap olarak elbette var. Başlat (Ready Player One), Kuşatma & Fırtına, Kırmızı Eldiven, Kıyamet Sonrası, Ateş Ustası

Mimlediklerim:

Biraz geç kaldığım için çoğu kişi zaten mimlenmiş. Bu yüzden kimseyi bulamadım.

Aynı Kitabın Altında

3 Haziran 2014 Salı

Kitap Tanıtımı: Red Rising - Pierce Brown


Savaş başlıyor...

Darrow bir Cehennemdalıcısı, Mars'ın yüzeyinin altındaki uçsuz bucaksız mağaralarda yaşayan binlece kadın ve erkekten biri. Nesiller boyunca Cehennemdalıcıları bütün hayatlarını Mars yüzeyinin tekrar şekillendirilmesini sağlayacak olan elementleri bulmak için emek harcayarak tüketti. Bir gün insanların gezegenin yüzeyinde dolaşabileceğini bilmek fedakarlıklarını haklı çıkarmak için yeterliydi. Dünya ölüyordu, Darrow ve arkadaşları ise insanlığın son umuduydu.

Ancak bir gün Darrow hepsinin yalan olduğunu öğrendi. Mars yerleşime açık, aslında nesillerdir kendilerine 'Altınlar' diyen insanlar burada yaşıyor. Altınlar, Darrow ve arkadaşlarını düşünmeden ölümüne çalıştırılacak işçiler, daha doğrusu köleler olarak görüyor.

Gizli bir asi grubunun yardımıyla Darrow kendini Altınlardan biri gibi tanıtıyor ve sisteme içeriden saldırmak için kumanda okuluna yazılıyor. Ama bu okul bir savaş alanı. Ve silahı olan tek kişi Darrow değil.

***

Red Rising 7,000'den fazla oylamayla 4.17 ortalamayı tutturmuş Goodreads'te. Azımsanacak bir puan değil. Distopya ve bilim kurgu türünde kitap. Bir üçlemenin ilk kitabı. Açlık Oyunları'yla karşılaştırılmalar yapılmış ve daha iyi olduğu söylenmiş hatta. Merakla bekliyoruz. Yazar da çok karizmatik biri =D