23 Temmuz 2014 Çarşamba

Kitap Klişeleri Üzerine

Merhaba, bugün yorumdan ziyade aklıma gelen bir yazı fikrini sizinle paylaşmak istedim. Benim aklıma gelenler bunlar oldu. Siz de benzer bir şey yazmak isterseniz çekinmeyin :p

NOT: Bu klişeler kesinlikle kitabın kötü olduğu anlamına gelmez. Bu örnekler arasında favori kitaplarımdan bazıları da var.

NOT 2: Vampir Akademisi, Cam Şato, Çirkinler, Bana Dokunma'dan küçük spoiler içeriyor olabilir.

1) Doğaüstü-bir-şeyler-vardır-ama-karakter-daha-da-doğaüstüdür klişesi (a.k.a. paranormal klişesi)

Tanım: Doğaüstü bir ırk vb. vardır ancak ana karakter bunlara kıyasla daha bile özeldir. Diğer doğaüstü arkadaşlarının yapamadıklarını yapar. Bu gücü isteyen birileri de olur tabi ki. 

Örnekler:

 Lissa & Alina


2) Sihir-yasaklanmıştır-ya-da-yok-olmuştur-ama-ana-karakterde-büyü-gücü-yine-de-vardır klişesi (a.k.a. high fantasy klişesi)

Tanım: Başka bir diyardaki bir ülkede büyü yasaklanmıştır. Ya da yok olmuştur. Ancak ana karakter büyü gücüne sahiptir ve bu büyük bir sorun teşkil etmektedir.

Örnekler:

Yelena & Cealena


3) Baskıcı sistem + isyancı grup (a.k.a. distopya klişesi)

Tanım: Devlet çok baskıcı ve katıdır, sonuçta bir de bu kurallara uymayan isyancı grup vardır. Genellikle de ana karakter kendini bu isyanın ortasında bulur. (Buna klişe demek çok da doğru olmayabilir, sonuçta gayet doğal bir şey. Neyse.)

Örnekler:

Tally & Juliette



17 Temmuz 2014 Perşembe

Kitap Yorumu: Gölge ve Kemik - Leigh Bardugo (Grisha #1)


Alina'nın gücü dünyayı kurtarabilir. Sırları ise onu yok edebilir.

Orjinal adı: Shadow and Bone (The Grisha #1)
Türü: High fantasy, genç yetişkin

Gölge ve Kemik yorumuyla karşınızdayım! Bundan sonraki iki günde de serinin devam kitaplarını yorumlamayı düşünüyorum.

NOT: Bolca görsel ve ciddiyetsizlik içerecek.


Bu kitabı çok sevdim. Aslında bu seriyi çok sevdim. En sevdiğim üçleme haline gelmiş olabilir. Aslında kitaba 4 vermişim daha önceden ama 4,5'tan ve seri muhteşem. Bu yüzden dedim ki fuck it ve 5 puanı çak B)

Gölge ve Kemik, Ravka'da geçiyor. Ravka, komşu ülkeleriyle birlikte, Rusya'dan ilham alan bir dünya. Aynı zamanda Grishalar var *Yay!* Bunları yazarımız "Moleküler fiziğin sihirle birleşmesi" olarak betimlemiş bir röportajda. 3 sınıfa ayrılıyor Grishalar. 

Corporalki (Canlılar ve Ölüler Sınıfı)
Cellatlar (İnsanların nabızlarını yavaşlatığ bayıltabiliyorlar, doğal olarak öldürebiliyorlar da) - Heartrender
Şifacılar (Adı üstünde) - Healer
1 adet Corporalki
Etheralki (Elçiler Sınıfı)
Dalgaların Hakimleri - Tidemaker / Suyu kontrol ediyorlar
Ateşin Hakimleri - Inferni / Bir kıvılcım çevresinde yanıcı gazları kontrol ederek alev oluşturabiliyorlar
Rüzgarın Hakimleri - Squaller / Rüzgar oluşturuyorlar

Materialki (Fabrikatörler Sınıfı)
Durast / Cam, Grisha çeliği vb.
Alkemi / Barut, zehirler
1 adet Materialki - bu 2 çizim de Irine Koh'a ait
Ravka'da 1. ve 2. ordu var. 1. ordu normal insanlar, 2. ordu ise Grishalardan oluşuyor. 2. Ordunun başında da Karanlıklar Efendisi denen bir şahıs var. Bu Grisha da karanlığı kontrol edebiliyor. Yıllar önce bunun atalarından biri yanlış giden bir deney yapıyor ve Ravka'nın ortasında Karanlıklar Diyarı denilen bir yer oluşuyor. (a.k.a. Kum Denizi çünkü su yerine kum olan deniz gibi bir şey) Dünyamız böyle.





Alina Birinci Ordu'da bir haritacı, kartogyaf. Askerlerle ve Alina'nın daha değişik duygular beslediği çocukluk arkadaşı Malyen'le birlikte Karanlıklar Diyarı'nı geçmeye çalışırlarken volcraların yani Karanlıklar Diyarı'ndaki yaratıkların saldırısına uğruyorlar. Burada da Alina'nın gücü ortaya çıkıyor. O da bir Grisha! Hem de sıradan bir Grisha değil, ışığı çağırabilen Güneşin Elçisi. Alina'nın Karanlıklar Diyarı'nı yok edip ülkeyi bütünlüğe kavuşturma potansiyeli var.

Açıklama biraz uzun oldu sanki ama anlattıklarım ilk 50 sayfaya ancak geliyor.

Alina'nın gücünü kullanmayı öğrenmesi için başkent olan Os Alta'ya götürüyorlar ve orada eğitimine başlıyor. Burada diğer Grishalarla ve Karanlıklar Efendisi'yle olan ilişkilerini görüyoruz. Kitap sonuna kadar merak unsuru ve aksiyon taşıyor. Sonunda bomba patlıyor, kitabın en güzel yerleri sonlarıydı bana kalırsa. Aksiyon tavan yapıyor ve de badass Alina *-* 
the Cut B)
Karakterlere gelirsek ne Malyen'i ne de Karanlıklar Efendisi'ni çok sevdim. Ama Malyen her türlü alır bu karşılaşmayı. Karanlık Efendisi gebersin.

Genya'yı çok sevdim. Ne olursa olsun da seveceğim. Kızıl saçlılara zaafım var zaten.



Ha bir de Baghra'yı seviyorum :3 bunda ileriki kitaplar da etkili olabilir ama umrumda değil. 

Kapaklar zaten orjinal ve iç baskısına hayran kaldığımı söyleyebilirim.

İkinci kitap Kuşatma ve Fırtına çıktı bile!

Dipnot: Bu kitabı Son Hava Bükücü'yü seven insanlara öneriyorum. OKUYUN!!!




11 Temmuz 2014 Cuma

Kitap Yorumu: Ölümcül Merhamet - Robin LaFevers (Ölüm'ün Hizmetkarları #1)


Kurt olabilecekken neden kuzu olasın?

Orjinal adı: Grave Mercy (His Fair Assassin #1)
Türü: Genç yetişkin, fantastik, tarihi kurgu

Fantastik dünyanın ve tarihi kurgunun iç içe geçtiği bir kitap Ölümcül Merhamet. Düşesler, dükler şovalyelerin yanında 9 aziz var. Bunlar tanrılar gibi, hepsi farklı şeyleri temsil ediyor. Ana karakterimiz Ismae de ayarlanmış bir evlilikten zar zor kaçıyor ve kendisini ölüm tanrısı Aziz Mortain'in emrinde çalışan bir manastırda buluyor. Rahibeler burada ona suikastçı olmayı öğretiyor. Dövüşmeyi, silah ve zehirleri kullanmayı öğreniyor Ismae. Ve 3 yılın sonunda ilk görevine gönderiliyor. Manastır hainlere suikast düzenliyor. 


Bu görevler sonrasında da dolaylı yoldan Duval'le tanışıyor. Manastır onu Duval'le saraya yolluyor. (Duval, Düşes'in üvey kardeşi) Bundan sonra Ismae'nin sarayda yaşantısını ve Duval'le beraber Düşes için yaptıklarına şahit oluyoruz. Zira ülkeleri savaşın eşiğinde. Düşes'le evlenmek isteyen isteyen bir sürü kişi var.

Kitap ilk başta oldukça heyecanlı başlıyor. Manastır'a geliyor ve eğitim alıyor. Burada aşırı hayal kırıklığına uğradım çünkü ben o eğitimi okumak istiyordum, kitap direk 3 yıllık eğitimi es geçti. Neyse... Sonrasında suikastlar falan, Ismae'nin badass yanını görüyoruz. Buralar yine güzeldi. Ardından Manastır onu saraya yollayınca kitap biraz yavaşlıyor. Entrikalara tanık oluyoruz. Ve sonlarda aksiyon yine baş gösteriyor. Sonları en sevdiğim kısım oldu diyebilirim aslında.

Merhametin aracı olmak istiyordum ben, intikamın değil.

Karakterlere gelirsek, Ismae'yi sevdim ama Duval ve ikisini birlikte daha çok sevdim. Canavar ve de Jornan'ı da -Canavar daha çok olsa da- sevdim.Ve şu an fark ettim de onlar biraz Ari ve Janco'ya benziyor.

Sonuç olarak kitap okuması eğlenceli, aksiyonlu bir kitap. Ama ben açıkçası aradığımı bulamadım. Saray entrikaları suikast kısımlarını geriye atmış gibiydi. Yine de okunmaya değer bir kitap.


4 Temmuz 2014 Cuma

Kitap Yorumu + Çekiliş: Başlat - Ernest Cline

Burası OASIS. Buradan çıkış yok.

Orjinal adı: Ready Player One
Türü: Bilim-kurgu, distopya, genç-yetişkin

 
sharksden.deviantart.com
Haylazın Kitaplığı ve Zaman Sandığı ile ortak yorumlayıp bir de çekiliş yaptık.
Çekilişe en alttan katılabilirsiniz. 

Başlat, Ernest Cline tarafından yazılan bir standalone. (Bir serinin parçası değil.) Yoruma geçmeden önce şunu belirtmek istiyorum, eğer 80'lerde büyüdüyseniz/80'ler pop kültürüne ilginiz varsa/bilgisayar oyunu oynamayı seviyorsanız özellikle okumanızı tavsiye ederim.

Gelecekte dünya çok kötü bir halde ve insanlar vaktinin çoğunu OASIS adı verilen sanal gerçeklikte geçiriyor. Burada çalışıyor, okula gidiyorlar. Vizörle ve de olmayan şeyleri hissedebilmenizi sağlayan dokunsal eldivenle sisteme giriş yapıyorsunuz. 

OASIS'in kurucusu olan Halliday öldüğü zaman OASIS'e 3 anahtar bırakıyor. 3 anahtarı bulup kapıları temizleyen ilk kişi Halliday'in bütün mirasına sahip olacak. Böylece Av başlıyor. Dünyanın dört bir yanında Avcılar bu anahtarları bulmaya çalışıyor. Derken Wade Watts ya da oyundaki adıyla Parzival ilk anahtarı buluyor. Av tekrar başlıyor.

Kitabın konusu böyle. Biz de Parzival'ın anahtarları bulmak için mücadelesini okuyoruz. Bir de Altılılar denen insanlar var. Bunlar IOI şirketinin çalışanları. Halliday'in mirasına konmak ve OASIS'i paralı hale getirmek istiyorlar. Parzival bir yandan bunlarla, bir yandan da diğer avatarlarla yarışmak zorunda. Kitapta sürekli süren biz gizem ve aksiyon unsuru var. Arada bilgi verilen kısımlar var, bunlar beni biraz sıktı ama dünyayı anlamanız gerekli kısımlar bunlar. Yine de kitabın en sevdiğim kısmı -aksiyon bakımından- son 100 sayfa oldu.

Üç kapıyı açacak üç saklı anahtar
Kişinin sınanacağı bir macera başlatacak
Zorlukların üstesinden gelecek kadar maharetli olan
Ödülün kendisini beklediği Son'a ulaşacak.
Wade'i sevdim ancak gerçekçi bulmadığım yönleri oldu. Wade, Halliday'ins sevdiği müzik, film, dizi vb. şeyleri yalayıp yutmuş ve çoğunu ezberlemiş. Fotografik hafızası falan olmadığı sürece bunun mümkün olacağını düşünmüyorum. Yine de sevilesi bir karakter ve düşünerek hareket ediyor. Aech'e bayıldım! Çok eğlenceli bir karakterdi. Aynı şekilde Ar3mis'i de sevdim. Ancak arada oldukça sinir de oldum.

Son olarak baskı ve çeviriye değinmek istiyorum. Çeviri gayet güzeldi ve hata gözüme çarpmadı. Orjinal kapağın kullanılmasını dilesem de kitabın sırtının çok güzel gözüktüğünü düşünüyorum.